Hamilelikte Reflü çaresi

16 Eylül 2010 Perşembe

Hamilelikte Reflü
Tüm hamileliklerin % 30 -80'�inde (hamilelerin üçte ikisinde) reflü sıkıntıları başgösterir.

Doğumu takiben reflü sıklıkla ve genellikle kendiliğinden geçer.

Hamileliğin ileri aylarında rahmin de büyümesine bağlı olarak reflü daha sıkıntılı seyreder.

Gebelikten önce reflü varsa şiddet gebelikte iyice artar.

Çoğul doğurmuşluk durumunda reflü daha da fena seyreder.

Annelik yaşı ileri ise reflü daha da fena seyreder.
Hamilelikte reflü neden olur ?
Artmış karın içi basınç (reahmin giderek büyümesi sonucu)

LES (alt yutma borusu büzücüsü) basıncı düşüklüğü (Östrojen ve Progesteron yükseldiği için)

Abdominal LES (alt yutma borusu büzücüsü) kısalığı
Hamilelikte Reflü Tedavisi
Aşağıdaki öneriler hamile hanımefendilerin doğacak çocuklarının hiçbir riske maruz bırakılmadan reflü açısından nisbeten de olsa rahatlayabilmeleri için son bilimsel çalışmalar gözetilerek özetlenmiştir. Gene de hamilelerin tüm ilaç ve önlemleri kadın doğum ve çocuk doktorlarına danışarak almaları gerekmektedir.

Hamilelerde anti-reflü cerrahisi uygulanamaz!

Ciddi reflüsü olup da hamile kalmayı planlayanlarda anti-reflü ameliyatın hamilelikten önce yapılması şiddetle önerilmektedir.


Bebek için ilk 10 hafta tehlikeli. Anormal çocuk doğumu açısından en tehlikeli süre son menstürasyondan (adet kanaması) sonra 31-71 gün arası.
Sosyal yaşam + diyet önlemleri (Klasik reflü önlemleri ile aynı)

Antiasitler: Gaviscon kullanma !!, NaHCO3 kullanma !!, Mg içeren hiçbirşey kullanma !!

Alüminyumlu antiasitler kullan

Sucralfate OK ! 3x1 gram

Ranitidine 150 mg akşam yemeğinden sonra

Daha ağır olguda Ranitidin 2 x150 mg

İntraktabl (yukarıdakilere karşın rahatlayamayan) hastada proton pompası baskılayıcısı PPB (bu durumda gastroskopi gerekli)

Lansoprozol 30 mg kahvaltıdan önce
Doğum esnasında aspirasyona (mide içeriğinin ağıza ve oradan da akciğerlere kaçması) karşı önlem al!

İntragastric PH 2.5 un üstünde olmalı

Bu nedenle kullanabilecekler: Na HCO3 veya Na sitrat

Ranitidin

Omeprazol


Laktasyonda (Emzirmede)
Antiasitler (Al ve Mg içeren)

Gaviscon muhtemelen OK

Sucralfate muhtemelen OK

H2rec: Famotidin OK

PPI YASAK
Bebek ve Çocuklarda Reflü
"Reflü" merkezimizde yeni doğan, bebek ve 10 yaş altındaki çocukların tanı ve tedavisi yapılmamaktadır. Bu yaş gurubunda reflüsü olan çocuklar için bir pediatrik gastroenteroloğa ya da pediatrik cerraha başvurmanız uygun olacaktır.


Tüm yaştaki çocuklarda en sık yutma borusu hastalığı reflüdür.

Yeni doğan ve küçük bebeklerde mide içeriğinin ara sıra ağza gelmesi aslında fizyolojik bir durum olup "hastalık" değildir. Bu durumun ciddi biçimde şikayetlere yol açması ya da sıkılığının ileri derecede artması ya da birtakım solunum problemlerine yol açması durumunda tabi ki bir hastalık durumu söz konusu olacaktır.

İlk yaş içindeki bebeklerde reflü yaşamın ilk aylarından itibaren başlar ve 4. ayda maksimum düzeye ulaşır. Belirtiler 12. aya doğru büyük ölçüde kendiliğinden geriler ve 24. ayda sıklıkla tamamen ortadan kalkar. Dolayısı ile anne ve babaların bebeklikteki reflü benzeri şikayetlerden çok korkmamaları ve bu durumun bebeğin gelişimi ile birlikte birkaç yıl içinde kendiliğinden geçebileceğini bilmeleri gerekmektedir.

Daha ileri yaşta ortaya çıkan reflü hastalığı bile erişkinlerdekinin aksine kendiliğinden ve çocuğun gelişimini takiben % 50 ihtimal ile ortadan kalkabilmektedir.

Giderek daha ciddi sorunlara yol açan, yaşın ilerlemesine karşın gerek tipik ve gerekse atipik şikayetlere ve hatta solunum problemlerine yol açan reflü durumlarının ise kuşkusuz olarak düzgün biçimde tedavi edilmeleri gerekmektedir.

Reflü problemi ciddi boyutlara ulaşmış ve 10 yaşını aşmış çocuklarımızın ileri tedavisi için merkezimiz tamamen donanımlıdır.  

Sigara tiryakileri için derin bir uyku çekmek hayal www.roketforum.com

6 Eylül 2010 Pazartesi

Tiryakilerin uyurken beyin faaliyetlerine bakan bilim adamları, içicilerin derin uykuya daldıkları sürenin içmeyenlerden daha az olduğunu belirlediler. Bilim adamları, bir nevi uyarıcı olduğu için nikotinin uykuya dalmayı da zorlaştırdığını söylediler.
John Hopkins Üniversitesi Tıp Okulu’ndan Dr. Nareş Purjabi’nin başkanlığındaki ekip, uyku sorununa sigara yüzünden ortaya çıkan sağlık sorunlarının mı yol açtığı, yoksa sigaranın tek başına uyku kaçırıcı bir etkisinin mi bulunduğunu anlamak için araştırma yaptı. Bunun için sigarayla bağlantılı bir rahatsızlıkları bulunmayan orta yaştaki 40 kişinin uyku durumları, aynı sayıdaki içmeyenlerle karşılaştırıldı.
Uyku esnasında beynin elektriksel faaliyetlerini ölçmek için denekler evlerinde EEG makinelerine bağlandı.
 Araştırma sonucunda içicilerin derin uyku sürelerinin daha az olduğu daha ziyade hafif bir uyku çektikleri tespit edildi. İçenlerle içmeyenler arasında en büyük farklılığınsa uykuya daldıktan hemen sonra görüldüğü, bunun da nikotinin etkisinin uykunun ilk safhalarında daha fazla olduğunu gösterdiği kaydedildi.
Bunun yanı sıra araştırmaya katılan içicilerin yüzde 23’ü dinlendirici bir uykuları olmadığını söylerlerken, içmeyenlerin sadece yüzde 5’i uykuda dinlenememekten şikayet etti.

merhaba arkadaşlar

3 Eylül 2010 Cuma

merhaba arkadaşlar uzun zaman yoktum ve geri döndüm herkes nasıl?

bebek mamalarında GDO'lu ürünler kullanılmayacak www.haber-sitem.blogspot.com

18 Ağustos 2010 Çarşamba

bebek mamalarında GDO'lu ürünler kullanılmayacak www.haber-sitem.blogspot.com
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar(GDO) ve ürünler onay alınmadan piyasaya sürülemeyecek. GDO ve ürünlerinin genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretiminde, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklandı. Ayrıca gıdaların ilgili bakanlık tarafından belirlenen eşik değerin üzerinde; onaylanmış GDO içermesi halinde; etiketinde bileşen listesinin bulunması zorunlu olmayan gıdalar için "genetik yapısı değiştirilmiştir" veya "genetik yapısı değiştirilmiş GDO’dan üretilmiştir" ibaresi etiketin açıkça görülecek şekilde bulunması gerekecek.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik 26 Eylül itibariyle yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi, GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı, GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklandı

bebek mamalarında GDO'lu ürünler yasaklanacak www.haber-sitem.blogspot.com

16 Ağustos 2010 Pazartesi

bebek mamalarında GDO'lu ürünler yasaklanacak www.haber-sitem.blogspot.com

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar(GDO) ve ürünler onay alınmadan piyasaya sürülemeyecek. GDO ve ürünlerinin genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretiminde, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklandı. Ayrıca gıdaların ilgili bakanlık tarafından belirlenen eşik değerin üzerinde; onaylanmış GDO içermesi halinde; etiketinde bileşen listesinin bulunması zorunlu olmayan gıdalar için "genetik yapısı değiştirilmiştir" veya "genetik yapısı değiştirilmiş GDO’dan üretilmiştir" ibaresi etiketin açıkça görülecek şekilde bulunması gerekecek.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik 26 Eylül itibariyle yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi, GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı, GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklandı.

Şaft tamiri,bakım onarım,şaft parçaları,mafsal,kayıcı,balans,istavroz www.haber-sitem.blogspot.com

13 Ağustos 2010 Cuma

ALYILDIZ ŞAFT BALANS
Şaft imalatı,
Şaft tamiri,
Şaft bakım onarım,
Şaft parçaları,
Mafsal,
Kayıcı,
istavroz,
Tüp Çatal
Ankarada ostim de Şaft balans işleriniz yapılır. 
0312 354 71 85
11.sokak no: 55 Ostim Ankara

rahimdeki küçülmeyen kist nedir www.haber-sitem.blogspot.com

rahimdeki küçülmeyen kist nedir 
www.haber-sitem.blogspot.com

Rahimdeki kist küçülmüyor, ameliyat şart mı?

Rahimde 6 aydır kist var. Bunun için Diane 35 kullanıyorum. Hiç küçülme olmadı. Son ilacımı alıyorum. Bu ay küçülme olmazsa doktorum kapalı ameliyat olmam gerektiğini söylemişti. Bu kapalı ameliyat nedir, nasıl yapılır? Bu ameliyattan sonra çocuğum olur mu?
CEVAP Kapalı ameliyat, karın cildine açılan bir santimlik 3 delikten sokulan aletlerle yapılan ameliyattır. Bu tip cerrahiye endoskopik cerrahi denilmektedir. Karna önce gaz verilerek şişirilir ve sonra bir ışık kaynağı ile iki tane de ameliyat yapmak için kullanılan alet karın içine sokulur. Bu şekilde karın içi net olarak bir ekranda görüntülenebilir. Yumurtalıktaki kist karına sokulan ince aletler yardımı ile ekranda görülerek kesilir. Bir torba içine alınıp o torba içinde kistin içi boşaltılarak deliklerden dışarı çıkarılabilecek şekle getirilir. Hastanede kalış süresi daha kısadır. Giderek kullanımı artmaktadır.
Hâlâ adet görmedim, neden?
13.5 yaşında bir genç kızım. Sorunum hâlâ adet görmemek. Benim yaşıtlarımın çoğu adet gördü. Bu durum beni psikolojik olarak etkiliyor. Annem genetik olduğunu iddia ediyor. Ama ben çok üzülüyorum. İleride çocuk sahibi olamayacak mıyım?
CEVAP Anneniz haklı da olabilir. İlk adet yaşı güney ülkelerde 9-10 yaşına kadar düşerken kuzey ülkelerinde 16-17’ye çıkabiliyor. Benim tavsiyem bir kadın doğum uzmanına muayene olmanız. Adet olmamanın genetik dışında da pek çok nedeni vardır. Hormonal nedenler, yapısal nedenler (Rahmin, yumurtalıkların gelişmemiş olması, kızlık zarının tam kapalı olması) ve kromozomal nedenler akla ilk gelenler. Zaten bu yaştaki her genç kız Avrupa ve Amerika’da (daha doğrusu gelişmiş ülkelerin hepsinde) mutlaka bir kadın doğum muayenesinden geçiyor. Bence ihmal etmeyin. Sevgiler.
Adet sırasında çektiğim ağrılar kesildi ama akıntı başladı
24 yaşındayım, 2 yaşında bir çocuğum var. Doğumdan sonra adetim çok ağrılı geçiyordu. Hastaneye gidip iğne yaptırıyordum. Bir kadın doğum doktoruna gittim ve bana ağrı kesici ile doğum kontrol hapı verdi. Yaklaşık iki aydır ilaçlarımı düzenli kullanıyorum ama sarı renkli, kokulu kaşıntılı bir akıntı başladı. Hiç kesilmiyor. Eşimle ilişkiye girmiyoruz. Bazen rahim bölgemde yaralar çıkıyor. Şimdi adet sırasında çektiğim ağrılarım yok ama akıntı hiç kesilmiyor.
CEVAP Sancılı adet için doktorunuzun verdiği doğum kontrol hapı bu sancıların azalması hatta geçmesi için çoğu kere yeterlidir. Başlangıçta kullanmanız için verdiği ağrı kesici hap ise ancak gerekli olursa kullanılmalı. Bahsettiğiniz akıntı şikayetinin bu ilaçlarla bir ilişkisinin olduğunu sanmıyorum. Herhalde bir enfeksiyon söz konusu. Bunun için tekrar doktorunuza başvurursanız gerekli testleri yapar ve uygun ilaçları size verir.
Gebelik sırasında ilk 4 hafta önemli. Çünkü bu dönemde annenin aldığı zararlı madde bebeği de etkilerse o gebelik sona erer. Eğer hamilelik devam ediyorsa büyük olasılıkla bebek etkilenmemiştir. Buna da hep veya hiç kanunu denir.
Smear testi yaptırmaktan korkuyorum
28 yaşındayım. Rahimde ağrı hissettiğim için doktora gitmiştim. Doktor bana smear testi uygulamıştı. Test sonucunda herhangi bir bulguya rastlamamıştı. Ancak son zamanlarda rahim ağzı kanserinden pek çok kadının hayatını kaybettiğini okudum. Daha önce doktorun yaptığı test sırasında çok acı çektiğim için test yaptırmaktan korkuyorum. Smear testi yapılmadan rahim ağzı kanseri testi yapan bir cihaz olduğunu okudum. Haberde cihazın 2 dakika içerisinde sonuç verdiği yazıyordu. Bu cihazla yapılan test sizce güvenilir mi? Bu cihazla test yaptırabilir miyim?
CEVAP Smear testi yapılması kesinlikle acı veren bir olay değildir ve 5-10 saniyelik bir iştir. Kesinlikle korkmanıza gerek yok gidip testinizi yaptırın. Bugün için rahim ağzı kanseri taraması için dünyada smear testinden daha kolay, ucuz ve güvenilir başka bir test yok. Her sene bu testi yaptırmanızı içtenlikle tavsiye ediyorum. Dünyada çok kullanılan bu smear testinin yerini tutabilecek pek çok metod zaman zaman gündeme gelmektedir. Ama bunların hiçbiri henüz smear testinin yerini dolduramamıştır. Siz doktor kontrollerine ve smear aldırmaya devam edin.
Bebeğim radyasyondan ne kadar etkilenmiştir?
37 yaşında, 2 çocuk annesiyim. Bir hastanede ortopedi bölümünde hemşire olarak çalışıyorum. Çalıştığım yerde skopi cihazı sık olarak kullanılıyor. Adetim 3 gün geciktiği için kan verip test yaptırdım. Ultrasonda 5 haftalık gebe olduğum görünüyor. Acaba skopi cihazının yaydığı radyasyon bebeğe ne gibi bir zarar vermiştir? Aldırmam gerekir mi? Eğer bebeği doğurursam engelli olma ihtimali var mı?
CEVAP Hemşire hanım, sorunuzu cevaplamak zor. Çünkü sizin ne kadar ışın aldığınızı bilmiyoruz ve sanırım bilemeyeceğiz de. Röntgen ışınlarının bebek üzerindeki kötü etkisini biliyorsunuz. Alınan ışın miktarı belirli seviyenin üzerine çıkması bebekte çeşitli bozuklukların görülme oranını artırıyor. Sizin için kesin olmayacak ama gebe kaldığınızdan itibaren günde kaç skopi çekildi ve siz bu çekimlerde ne kadar yakındaydınız gibi tahmini bir hesap çıkarıp hastanenin radyoloji uzmanı ile görüşmeniz belki yol gösterici olabilir. Şunu da ilave etmeliyim, gebeliğin ilk 4 haftasında anneyi etkileyen zararlı bir madde çocuğu da etkilemişse o gebelik devam etmez yani bebek düşer. Buna hep veya hiç kanunu deniyor. Gebelik devam ediyorsa çok büyük olasılıkla bebeğin o zararlı maddeden etkilenmediğini söyleyebiliriz.
Dünya üzerindeki pek çok kadın vajinal akıntı şikayetiyle kadın doğum uzmanlarına başvuruyor. Bu durum öyle çok abartılacak bir şey değil, tedavisi var. Ancak doğru ilacı bulmak ve gerektiği kadar tedaviyi uygulamak önem taşıyor.
Siğiller hiç geçmiyor sürekli çıkıyor
10 yıl önce Papylloma adlı bir virüs çıktı. Özellikle sıkıntılı ve stresli olduğum dönemlerde çıkıyor. Doktor “Vücuduna bir kere yerleşti, üzüntü ve sıkıntı bu şekilde kendini dışarı vuruyor” dedi. Hayatım boyunca çıkacağını da belirtti. Koterle yakıldı. Ben bu virüsten kurtulamayacak mıyım? Hiç zararı yok mu? Ya da iyileşmesi için krem kullanabilir miyim? Ne yapmam gerekiyor?
CEVAP Sizin de belirttiğiniz gibi dış genital organlarda siğil tarzında oluşumları yapan HPV virüsüdür. Bunun yüzden fazla tipi var ama bunların içinde bazıları (Düşük riskli grup) siğilleri oluştururken bazıları da rahim ağzı kanserine neden olabiliyor. Bunun tedavisinin mutlaka bir doktor kontrolünde yapılması gerekir. Ayrıca tedaviden sonra bu virüsten korunmak çok önemli. Virüsten korunmak için prezervatif kullanmak şart (Bu dahi korunmak için yüzde 100 yeterli olmayabiliyor). Mevcut siğillerin elektrokoter ile yakılması ve bazı kremlerin kullanılması (Antivirütik ve kemoterapatik ilaçlarla) ile tedavi sağlanabilir. Hastalığın tekrarlaması sizin de yeterli ölçüde kendinize özen göstermediğinizi gösterir. Bu konuda doktorunuzla görüşün.
Hamileyim, doktorum antibiyotik verdi kullanayım mı?
2 aylık hamileyim ve idrar yollarımda iltihap çıktı. Doktorum bir antibiyotik verdi. Sizce kullanmamın bir sakıncası var mı?
CEVAP Bu ilaç için gebelerde yapılmış geniş bir çalışma yok. Size ya da bebeğinize zararlı olacağını sanmıyorum ama doktorunuzla konuşun. Kullanılabilecek daha emin ilaçlar var.
Korunmamamıza rağmen çocuğumuz olmuyor, neden?
33 yaşında, evli ve 2 kız çocuğu olan bir kadınım. En küçük kızım 9 yaşında. Yaklaşık 2 yıldır korunmamamıza rağmen çocuğumuz olmuyor. Benim bildiğim herhangi bir hastalığımız yok ama hipotiroidim var. Ancak bebeğimin olmasına engel olur diye ilaç kullanmıyorum. Şu an tek isteğimiz çocuğumuzun olması. Bu konuda ne yapabiliriz?
CEVAP Sevgili okuyucumuz, vücudumuzda hormon salgılayan tüm bezler birbiri ile ilgilidir ve birbirinin çalışmasını etkileyebilir. Sizde gebeliğin olmayışının nedenini kesin bilemem. Ama tiroid bezinin fonksiyon bozuklukları pek çok şeyi, bu arada yumurtalıkları da etkileyerek gebe kalmamanıza neden olabilir. Doktorunuza başvurun. Gebe kalabilmek için hormonların normal çalışması lazım. Ayrıca gebe kalamamanıza neden olan belki başka problemler vardır.

Piramitlerdeki büyük sır ortaya çıkıyor !!! haber-sitem.blogspot.com

Piramitlerdeki büyük sır ortaya çıkıyor !!! haber-sitem.blogspot.com
Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Gize Piramitlerinin bilinen en eski parçası olan Keops Piramidi, aradan asırlar geçmesine rağmen sırrını hala muhafaza ediyor. Kraliçenin odasının bulunduğu piramite bugüne kadar hiç kimse ulaşamamıştı; ancak Djedi projesinin hayata geçirilmesiyle birlikte geliştirilen yeni ve minik bir robot büyük sırrı ortaya çıkarmak için kullanılacak.


İngiltere'de bulunan Leeds Üniversitesi araştırmacıları da dahil olmak üzere Mısır'da bulunan Antik Eserler Yüksek Kurulu'nun işbirliği sonucunda hazırlanan proje dahilinde minik robot, Keops'un oldukça dar olan tünellerine inerek kraliçenin odasında bulunan havalandırma bacalarını kapayan kapıyı bulmakla işe başlayacak ve bir sonraki adımda robot, üzerinde yer alan matkap, ışık, kamera ve ultrasonik cihazla odanın sırrını çözmeye çalışacak.
ROBOT BÜYÜK SIRRI NASIL ORTAYA ÇIKARACAK
Girdiği tüneli karış karış tarayacak olan robot, önce duvarları kullanarak taşın kalınlığını belirleyecek. Ardından taşın inceliğine göre matkapla kendine yol açacak olan robot, doğru yönde ilerlemesi açısından hassas bir pusula da kullanacak. İçerisindeki yılan kıvrımlı kamera sayesinde ise kavisli bir yapıya sahip olan bacalarla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşılabilecek.
28 YIL ÖNCE KEŞFEDİLMİŞTİ
1992 yılında benzer bir proje hayata geçirilmiş, Upuaut 2 ismini taşıyan robot, ilk kapıyı bulabilmek için kullanılmıştı. Ancak tünel boyunca sadece 20 cm ilerlemeyi başaran robot, sırrı ortaya çıkaramamıştı.

Yaraları hızla geçiren jel haber-sitem.blogspot.com

Yaraları hızla geçiren jel haber-sitem.blogspot.com
İngiltere’deki Londra Üniversitesi’nden Prof. David Becker ve takımının geliştirdiği bir jel, kronik hale gelmiş yaraları tamamen iyileştirebiliyor.

ABD’li Connie McPherson’un (58) 3 yıldır geçmeyen bacak ülseri üzerinde denenen jel başarılı oldu. Bacak ülserinin ilk aşamalarında tedaviye başlanıldığında, jel yarayı 4 haftada, ülserin ilerlemiş olduğu vakalarda da 6 ayda iyileştirebiliyor. Ayrıca, gözlerinde kimyasal yanıklar olan başka bir hastada da olumlu sonuç verdi. Jel diğer tedavilere göre 5 kat hızlı iyileşme sağlıyor.

Emziren annelerin kabusu nedir haber-sitem

27 Temmuz 2010 Salı

 Emziren annelerin kabusu nedir haber-sitem

Meme başı çatlakları emzirmenin başlangıcında daha belirgin olmak üzere tüm emzirme süresince rastlanabilir.. Meme başı çatlakları meme başının çevresinde, meme başında enine çizgi halinde ya da aerolada oluşabilir. Oluşan ağrı bazen o kadar rahatsızlık vericidir ki, annenin bebeğini emzirmekten kaçınmasına ve sonuçta bebeğin de anne sütünden yeterince yararlanamamasına sebep olur.
Meme ucu çatlakları neden oluşur?
Meme ucu çatlaklarının en sık nedeni bebeğin emme pozisyonunun, tutma şeklinin doğru olmamasıdır. Yeni doğum yapan annelerin yaklaşık %30’u hatalı emzirme tekniklerini kullandıkları için meme başı çatlakları ve yarıkları oluşmaktadır. Bebek annesini emerken memenin areola olarak isimlendirilen meme ucu etrafındaki kahverengi halka bölümünü tam olarak kavramayıp yalnızca meme başından emmeye çalışırsa, meme başı sonuçta zedelenir ve önce ağrılı meme başı ortaya çıkar. Bu ağrılı meme durumu düzeltilmezse, meme başı çatlağı ve yarıkları gelişir.Bir diğer neden ise Laktasyon (Emzirme) döneminde göğüs uçlarının ıslanması ve kuruması ile, bebeğin meme emmesinin yarattığı sürekli nem ve sıcaklık sonucu, göğüs uçlarının kurumasıdır.Bu durumda da meme uçlarında çatlak oluşur ve ağrılı yarıklarla belirgin, ekzemaya neden olur.
Meme ucu çatlakları anne ve bebek için ne gibi sorunlar doğurur ?
Meme ucunun çatlaması ile oluşan asıl önemli sorun, bu çatlaklardan mikropların kolayca içeri girerek memenin iltihaplanmasına yol açmasıdır. Ayrıca meme ucu çatlakları, emzirmenin ağrılı olmasına, bu da annenin yeteri kadar süt verememesine ve sonuçta memelerde süt birikmesine neden olur.Emzirme dönemi, anne ve bebek arasındaki duygusal bağı kuvvetlendiren dönemdir.Annelerin bir kısmı, emzirme döneminde yaşadıkları meme başı problemleri (çatlak oluşumu, ağrı, ekzema, mantar enfeksiyonu, mastit gibi) nedeniyle bebeklerini emzirememektedirler. Böylece, bebeklerin anne sütü aldıkları dönem kısalmaktadır. Anne bebeğini ne kadar sık emzirirse süt yapımı o kadar çok olur. Anne sütünün bebek için önemi düşünüldüğünde, bebeğin sütten erken kesilmemesi, bebeğin sağlığı için çok önemlidir.
Günümüzde anne sütünün, bebeğe ve anneye sağladığı birçok fayda bilinmektedir. Bunlara kısaca değinecek olursak:

Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına ilk 6 ay  sağlayabilen en iyi besindir.
Anne sütünün, bebeği; ishalden, solunum sistemi enfeksiyonlarından ve bakteriyel menenjitten koruduğu bilinmektedir.
Yapılan çalışmalarda, anne sütü ile beslenmiş çocukların astım, alerji, diyabet gibi hastalıklara karşı daha dirençli olduğu ve bu çocuklarda kanser oranının daha düşük olduğu gözlenmiştir Doğumdan hemen sonra emzirme, annede doğum sonrası kanama riskini azaltır.

Emzirmenin, anneyi idrar yolu enfeksiyonlarından, göğüs ve yumurtalık kanserinden koruduğu bilinmektedir.
Meme ucu çatlakları oluştuğunda ne yapmalı ?
En önemli tedavi , Meme ucu çatlaklarını oluşmadan önlemektir.
 Meme başı çatlaklarını ve yarıklarını engellemek için hamileliğin 8. ayından itibaren göğüslerin emzirmeye hazırlanması gerekmektedir “Bu nedenle, banyodan sonra kullanılacak Lanolin ve Zeytinyağı içeren gögüs ucu  krem ile, doğum sonrası hem annenin acı çekmesini engelleyecek, hem de bebeğin gelişimi için gerekli olan süre süt vermesini kolaylaştıracaktır.” Bilindiği gibi, Zeytinyağı antiseptik ( bakteri,mantar ve mikrop üremesini engelleme ) bir özelliği sahiptir.
Meme ucu çatlakları oluştuğunda;
• Memeler ılık su ile silinmeli, havalandırılarak kurulanmalıdır.
• Bebeğinizi emzirirken doğru emzirme pozisyonu alın, sadece meme ucunu değil meme ucunu çevreleyen areola adı verilen koyu alanın tümünü bebeğin ağzına almasını sağlayın.
• Her emzirmede meme başının farklı bir kısmı baskı görecek şekilde bebeğinizin pozisyonunu ayarlayın, ancak her seferinde bebeğinizi göğüslerinize bakar şekilde tutunuz. Diğer öğünde bebeğinizin emmediği ya da tam boşaltamadığı memeden başlayın.
• Meme başı kuruduktan sonra elle sıkılarak memeden damlaması sağlanan birkaç damla süt hafifçe meme başına sürülüp kendiliğinden kuruması beklenmelidir.
• Özellikle meme ucuna Zeytinyağlı  ve Lanolin içeren gögüs ucu kremi Nas Lanolin ince bir tabaka oluşturacak şekilde uygulanmalı ve gerekiyorsa tedavi ile desteklenmelidir. Emzirme sonrası memenin kuru tutulmasına özen gösterilmelidir.
• Sızıntıların memeyi ıslatmaması için sık meme başı pedi değiştirilmeli ve emzirme aralarında hava ile temas sağlanmalıdır.

 
 
 
 
Copyright © Haber sitem